About Us

Orkinosta Kota Sorunu

Ülkemizde Bluefin (mavi yüzgeçli) orkinos avcılığı ve yetiştiriciliği son yıllarda olağanüstü bir
gelişme gösterdi. Türkiye’nin hatırı sayılır sektörlerinden biri haline gelen ve özellikle ihracat açısından çok önemli bir potansiyele sahip olan sektör, ne yazık ki şu an için bazı önemli uluslararası sıkıntılar da yaşıyor.

Türkiye balık avcılığı ve yetiştiriciliğinde çok köklü bir tarihe ve kültüre sahip olmasına ve Mavi Yüzgeçli Orkinos un göç rotasındaki Akdeniz’e kıyısı olmasına rağmen, ancak geçen yıl Dubrovnik’te düzenlenen ICCAT toplantısında (Atlantik Orkinos Neslinin Korunması Amaçlı Uluslararası Komite) orkinos avcılığı için kota alabilmiştir.

Sektörün en önemli kurumu olan ICCAT’ın bu yıl ki zirvesi ise 12 Kasım tarihinde Antalya’da gerçekleştirilmiştir. ICCAT zirvesi sırasında sektörümüz ve ülkemiz başarılı bir ev sahipliği gerçekleştirmiş ama iki temel konu üzerinde rahatsızlığını da dile getirmiştir. Bu iki önemli konuyu şu şekilde özetlemek mümkündür.

Orkinos neslinin korunmasına ve aşırı avcılığın önlenmesine yönelik tedbirler ve buna bağlı olarak Avrupa Birliği ülkeleriyle, Akdeniz’e kıyısı olan diğer ülkelerin sahip olduğu toplam kotanın düşürülmesi.

Diğer üye ülkelerden azaltılmış bu kotanın Türkiye’nin hakkına ilave edilerek;
Türkiye’nin alacağı kota oranının artırılması. Tarihinde balıkçılık kültürü ile en ufak ilgisi dahi bulunmayan bir takım ülkeler, Türkiye’nin birkaç katı daha fazla kota alabilirken, bizim kendi evimizin önü olan kendi denizimiz Akdeniz’de gerçekleştirilen bu avcılık faaliyetinden ülkemize neredeyse lütuf olarak verilen mevcut az kotadan ciddi şekilde rahatsızız.

Rakamsal Örnek vermemiz gerekirse;
Avrupa Birliği kotası 16.779 ton iken Türkiye’nin kotası 918 ton seviyesindedir. Tunus’un 2.333 ton, Cezayir’in 1.511 ton ve Akdeniz ile hiçbir bağlantısı olmayan Japonya’nın 2.515 ton kotası var iken, ülkemize yapılan kesinlikle büyük bir haksızlıktır.

ICCAT kurallarına göre Türkiye’nin alması gereken kota, toplamın yaklaşık %12’ sidir. Bize verilen miktar ise ancak %3 civarındadır. Bu tarihsel hatanın düzeltilebilmesi için ICCAT sırasında ve elbette sonrasında girişimlerimiz oldu.
Türkiye bu doğal hakkını elde edene kadar mücadelemizi şüphesiz sürdüreceğiz. Bu alanda sektörümüz sektör içinden ve dışından gelecek desteklere ihtiyaç duymaktadır.
Özellikle Dış Ticaret Müsteşarlığımızın ve Dış Ticaretten sorumlu Bakanlığımızın desteği ve ilgisi bizim için çok önemlidir.
Cumhuriyetin 100. yılı ihracat hedefinde balıkçılığın payının hak ettiği noktada olabilmesi için bu sorunların aşılması mutlak bir zorunluluktur.

Tuncay Sagun

0 yorum:

Yorum Gönder

Instagram