Filistinliler Anadolu kökenlidir aslında. Ve galiba onların kaderini belirleyen tek suçları da, zamanında Anadolu’dan göç edip, vaadedilmiş topraklara yerleşmeleri olmuştur.
Günümüzden yaklaşık 3000 yıl kadar önce, tarihte Ege Göçü ya da kavimler göçü olarak bilinen olaylar sırasında, Batı Anadolu dolaylarında yaşayan ve Lidyalılara yakınlığıyla bilinen Pulasati adındaki bir kavim, önce Mısır’a gitmiş, ancak Mısırlılar onları kabul etmeyince, Yeruşalem (bugünkü Kudüs) topraklarına yerleşmiştir.
Pulasatiler (yani Filistinliler), Batı Anadolu’dan (yani Ege’den) göç ederken, yanlarında çok zengin bir kültürü de Yeruşalem (bugünkü Kudüs ve civarı) topraklarına götürmüş oldular böylece.

Bu kültürde insanın iki zıt ucu; Diyoniziak kültüyle dünyevi tarafı, Hepa ile de uhrevi tarafı temsil ediliyordu aynı zamanda. Engin Anadolu uygarlıklar birikimiyle, uygarlıktan pek nasibini alamamış, neredeyse hırçın ve vahşi bir yaşam sürdüren Ortadoğu’nun bu bölgesine, insan olmanın değeri de taşınmış olmuştu böylece. Diyonizyak kültüyle; aşkın bir zevk, neşe ve hayat içinde değerli bir varoluş durumu yaratılırken, çok tanrıcılıktan tek tanrıcılığa geçişteki sistematiğin önemli bir oyuncusu olan Havva figür-kişiliğiyle de; insanın ikinci hayatına yönelik önemli bir inanç motifi yaratılmış oldu; yani Anadolulu tanrıça Hepa böylelikle evrensel bir Havva Ana’ya dönüştü (aslında Havva’nın erkeği olan Adem de, Anadolu’dan bu bölgeye transfer edilmiş Adonis adlı bir tanrıdır ya o da ayrı).

3000 yıl sonra ise, bu uygarlık ve kültür taşıyıcısı halk, komşusu tarafından eğitimden, kültürden yoksun bırakılma durumuyla karşı karşıya şimdi.
Bu küçük, ama tarihteki rolüyle çok büyük halkın son yıllar içinde 185 okulu, komşusu tarafından bombalanmış ve taranmış durumda.